. Çocuklar her ailenin geleceğidir. Tüm yatırımını onlara yapar. Uğur İlyas CANBOLATOnların sağlıklı olması, iyi gelişmeleri, düzgün eğitim almaları, hayat başarısını elde etmeleri her ailenin önceliğidir. Peki bunlar her ebeveyn için aynı kaygılar olmasına rağmen üstün zekalı çocuğa sahip olan kişilerin durumu nedir? Çocuğun üstün zekalı olması aileye farklı külfetler getirmekte midir? Çocuğun kendisine ne gibi zorluklar getirmektedir? Çevresi ve arkadaşları ile ne gibi uyum problemleri yaşamaktadır? Aynı şeyleri yapar aynı zevkleri paylaşırlar mı? Algılamaları, ilgileri, merakları hangi yöndedir? Evde ve sınıftaki durumları ne olmalıdır? Özellikleri onlara özel davranılmaları sonucunu getirir mi? Yaşadıkları yalnızlık çözülmezse onları hangi riskler beklemektedir? Üstün zekalı çocuklar konusunda zihnimdeki tüm soruları NPİ Etiler Psikolojik Danışma Merkezi'nden Uzman Çocuk Psikologu Yasemin Kalkavan'a yöneltmeye çalıştım. Aldığım cevapları siz okuyucularının yararlanması dileği ile Zeka nedir diyerek başlamak istiyorum!- Zeka, genel zihinsel kapasite, kavram ve algı yardımıyla soyut ve de somut nesneler arasındaki ilişkiyi kavrayabilmektir. Zeka soyut düşünebilme, sosyal akıl yürütme, muhakeme etme, planlama yapabilmektir. Bu zihinsel işlevleri uyumlu şekilde bir amaca yönelik olarak kullanabilme, öğrenebilme ve deneyimlerinden faydalanabilme yetenekleri zeka olarak adlandırılmaktadır. - Zeka durağan bir şey midir yoksa geliştirilebilir mi?- Evet… Zekanın farklı tanımları var. Buna karşılık zekaya ilişkin kuramların tümü zekanın geliştirilebilecek bir kapasite ya da potansiyel olduğu ve biyolojik temellerinin bulunduğu noktalarında birleşiyor. Buna göre zeka, bireyin doğuştan sahip olduğu, kalıtımla kuşaktan kuşağa geçen ve merkez sinir sisteminin işlevlerini kapsar. Deneyim, öğrenme ve çevreden kaynaklanan etkenlerle biçimlenen bir bileşimdir. - Zeka türlerinin başarıyla ilişkisi var mıdır?- Zeka tek bir boyutta değildir. Her birey farklı derecelerde zekaya sahiptir. Kişiler zeka türlerine çeşitli düzeylerde sahip olarak doğarlar. Bu zeka türlerinden bazılarına daha fazla eğilim gösterirler. Fakat çeşitli faktörler çocuğun eğilim gösterdiği zeka türünü bazen geliştirir bazen de gelişimini engeller. - Bu konuyu bir örnekle açabilir miyiz daha iyi anlaşılması için? -Tabii. Şöyle bir örnek verebilirim. Ekonomik düzeyi düşük bir ailede yetişen bir çocuğun müziğe eğilimi oldukça fazladır. Buna rağmen aile bu eğilimini destekleyemezse çocuğun bu yönünün gelişimi engellenmiş olur. Ya da kırsal kesimde yetişen bir çocuk düşünelim. Şehirde büyüyen bir çocuğa oranla bedensel zekasını daha çok geliştirme olanağı bulur. Bunun yanı sıra çevresel faktörler de burada çok önemlidir. Çocuğun eğilimi olmasa da farklı zeka türlerinin gelişimine katkıda bulunabilir. Yine bir örnekle anlatmak istersek; çocuğun matematik yönünden kuvvetli aile bireyleri içerisinde yetişmiş olması ve sonsuz destek alıyor olması çocuğun matematik zekasının gelişimine oldukça katkıda bulunacaktır. Bu bağlamda bakıldığında eğilim gösterilen zeka türü ile başarı arasındaki ilişki de yadsınamaz. Her birey güçlü olan bir zeka türüne sahiptir. Bu yönde desteklendiğinde başarı düzeyinin artacağı son yıllarda daha da kabul görmeye başladı. Bu duruma şöyle örnekler verilebilir Dünyada başarılı atletler, müzisyenlerin girdikleri IQ sınavlarından düşük puan almalarına rağmen başarılarını farklı alanlarda kanıtlamışlardır. Bunun nedeni nedir? Bakıldığında bu kişilerin zihinsel yeterliliğinin farklı olması, farklı ilgi ve beceri alanlarına sahip oldukları zeka türlerinin olmasıyla açıklanabilir. - Dahi çocuklar bu zeki çocuklar arasından mı çıkmaktadır?- Üstün zekalı çocuklar kimlerdir? Geçerliliği ve güvenilirliği olan zeka testlerinden sürekli olarak 130 ve daha yukarı zeka bölümü sağlayan, kendi yaşıtlarından rastgele seçilmiş bir kümenin %98'inden üstün olan çocuklardır. Burada şunu bilmemiz gerekir. Her zeki çocuk dahi değildir. Zeka, dahilik için bir merkezi oluşturmasına rağmen dahi çocuklar her zaman zeka testlerinde performanslarını gösteremeyebiliyorlar. Ya da okulda başarılı olamayabiliyorlar. - Peki dahi olarak bilinen çocukların zeka seviyeleri nedir?- Genel olarak bilinen standardizasyonu olan zeka testlerinde 140 ve üzeri puan alan çocuklar dahi olarak bilinirler. Zekilik ya da dahilik sonradan olunan bir durum değildir. Yani her zeki çocuk ben dahi olmak istiyorum diyerek dahi olamaz. - Zeki çocuk aynı zaman da akıllı çocuk anlamına gelir mi? -Süper zekalı çocuklarda hiperaktivite görünür mü? Hiperaktiflerin zeki çocuklar olduğu yönünde yaygın bir kanaat var. Buna bakışınız nasıl?-Toplumumuzda "hiperaktif çocuk zeki olur" gibi bir kavram vardır. Oysa öyle değildir. Hiperaktivite, beyindeki dikkat ve davranış kontrolü ile ilgili kısımların farklı işlemesi ile meydana gelen bir rahatsızlıktır. Bu çocukların çoğu normal zekaya sahiptirler. Hem hiperaktif hem de zeka seviyesi yüksek çocuklar da olabilir. Ancak bu çocukların zeka seviyesinin yüksek oluşu hiperaktivitelerine bağlanmamalıdır. Ayrıca hiperaktif olduğu halde zeka sorunu yaşayan çocuklar da vardır. Hiperaktivite ile zeka arasında bir bağlantı yoktur. Bu sorunu yaşayan ebevynler "demek ki çocuğum çok zeki" deyip hiperaktivite sorununa duyarsız kalmamalılar. - Toplum bu zeki çocuklara neler borçludur?- Ülkemizde üstün zekalı çocukların sorunlarını çözmeye yardım edecek, anne babalara rehberlik edecek kuruluşlar yok denecek kadar azdır. Her ilçede bulunan Rehberlik Araştırma Merkezleri, çocukları tanımlamada yardım edebilecek nitelikte kuruluşlardır. Ancak yönlendirme ve bir programa ayırma türünden hizmetler ülkemizde kolaylıkla sağlanabilir türden değildir. Tabii ki bu çocukların doğru yönlendirilmesi, üstün yeteneklerini ve zekalarını doğru yönde kullanabilmeleri için toplumun yapması gereken çok şey vardır. Öncelikle bu bireyler tanılanıp değerlendirilmeli… Potansiyelleri belirlenmeli… Ardından gereksinimlerini en iyi şekilde karşılayacak eğitim programına ihtiyaç vardır. - Bahsettiğiniz bu ihtiyacı biraz daha açık formüle edebilir misiniz?- Tabii… Sağlanması gereken eğitim hizmetlerini üç ana başlık altında toplamaya çalışayım. Hızlandırma, gruplama ve zenginleştirme. Hızlandırma, çeşitli uyarlamalarla bir programın normal sürecinden daha önce tamamlanmasıdır. Okula erken başlayabilir. Sınıf atlama, ileride olduğu derslerde sınıf atlama olabilmelidir. Programları süresinden daha kısa sürede tamamlayabilmeli… Kurslar alabilmelidir. Bunun gibi pek çok şekilde uygulamalar yapılabilmektedir. Gruplama nasıl yapılabilir? Normal sınıftaki üstün yetenekli öğrenciler için küme gruplamaları, özel bir sınıfta gruplandırma ya da özel bir okulda gruplandırma şeklinde olabilir. Ayrıca çeşitli özel yan kurslar, özel çalışmaların da yapılmasını gruplama altında toplayabiliriz. Zenginleştirmede ise normal sınıf programında üstün yetenekli öğrencilerin özelliklerine ve gereksinimlerine uygun uygulamaların yapılmasıdır. Bunun için normal sınıf içinde farklılaştırılmış öğrenme deneyimlerinin planlanması gerekmektedir. Az da olsa üstün zekalı çocukların eğitimi ile ilgili bir çalışma Milli Eğitim Bakanlığı kuruluşu altında başlatılmıştır. Bu proje üstün yetenekli öğrencileri normal eğitim programlarından arta kalan zamanlarda eğitilmelerini amaçlamaktadır. Sözü edilen eğitim etkinlikleri bağımsız okul niteliğindeki Bilim, Sanat Merkezlerinde verilmektedir. - Zeka türüne göre çocukların yönlendirilmesinin önemi nedir? Bu ne kazandırır?- Üstün yetenekli çocuklar bilgiye aç olurlar. Aynı anda pek çok alanda yetenekleri vardır. Hem bilgi açlıklarının doyurulmasına hem de kabiliyetlerinin geliştirilmesine ihtiyaç duyarlar. Bu çocuklar ülkenin en önemli kaynaklarından birisidir. Bu çocukların heba edilmemeleri gerekir. Ülkeye faydalı birer birey olarak yetişebilmeleri için yeteneklerine göre yönlendirilmeleri önemlidir. Özel yetenekli çocuklar 3-8 yaşları arasında teşhis edilmelidir. Aksi takdirde yönlendirme yapmak için geç kalınmış olur. - Üstün zekaya sahip çocukların yönlendirilmemeleri halinde ne gibi riskler söz konusudur?- Üstün yetenekliler kapasitelerine uygun eğitim almadıkları takdirde hem bu yeteneklerinin körelmesine hem de psikolojik olarak sıkıntıya düşmelerine neden olabilir. Bir çok üstün zekalı çocuk, hiç ders çalışmadan normal bir sınıfta okutulan konuları rahatça anlayabildikleri için ders çalışma alışkanlığı edinemezler. Bu da ilerideki akademik başarılarını olumsuz etkiler. Bu çocuklar fark edilmedikleri ya da yeterince destek görmedikleri zaman olumsuz davranışlarıyla dikkat çekmeye çalışırlar. Bu çocuklar toplum için büyük bir risk grubu oluşturmaktadır. Riskli ve meydan okuyucu bir eğitim ortamının sağlanmaması çocuğu köreltebilir. Üstün yetenekli çocuk tespit edildiği takdirde öğretmeni ona daha zengin bir öğretim imkanı sunmalıdır. Ayrıca ebeveyn, çocuğun diğer yeteneklerini ortaya çıkarıcı örneğin, spor, resim, müzik, tiyatro gibi faaliyetlerde bulunması için zemin hazırlamalıdır. - Yüksek zekalı çocuklar ile vasat zekalı çocuklar arasındaki temel farklar nelerdir?- Üstün zekalı ve yetenekli çocuk fen, sosyal, matematik, edebiyat gibi akademik bir alanda veya sanat, yaratıcılık, önderlik vasıfları yönünden yaşıtlarından ileri düzeyde performans sergileyen çocuktur. Çoğu zaman ileri gelişmişlikleri ebeveynleri, çevredeki insanlar ya da öğretmenleri tarafından kolayca fark edilir. Üstün zekalı çocuklar bebeklikten itibaren yaşıtlarına göre daha farklı gelişirler. Mesela normal çocuklara göre daha erken yürür, konuşurlar. El ve parmaklarını rahatça kullanabilirler. Normal bir çocuk ilk kelimesini yaklaşık 8. ayında söylerken üstün zekalı çocuk ilk kelimesini ortalama 5,5 aylıkken söyleyebilir. 1,5 yaşına gelmeden önce de basit cümlelerle kendisini ifade edebilmektedir. Üstün zekalı çocukların hafızaları çok kuvvetlidir. Pek çoğu okula başlamadan önce kendi kendisine okumayı öğrenir. Bazı çocuklar ebeveynlerinin desteği ile okul öncesi dönemde okuma öğrenebilir ama üstün zekalı çocuklar bunu kendi başlarına yapabilirler. - Yüksek zekalı çocuklar temel karakteristiği nedir? Diğerlerinden hangi davranışları sebebiyle ayrılırlar?- Üstün zekalıların bir bölümü gerek anne-babaları gerekse öğretmenleri tarafından kolayca fark edilemezler. Hatta bazen yanlış yorumlanabilirler de. Bu çocukların bazıları arkadaşları ya da öğretmenleri tarafından farklı davranışları olan, değişik fikirlere sahip acayip çocuklar olarak da tanımlanabilirler. Üstün zekalı çocukların bir bölümünün tanılaması, teşhis konması zor olmasına karşılık bu çocuklar belirgin bazı özellikleri ile akranlarından ayrılırlar. - Nedir bu özellikler? İyi anlaşılması için maddeler halinde alabilir miyim?- Elbette… Maddeler halinde şöyle anlatmaya zekalı çocukların çoğunluğunun gösterdiği en belirgin özellik küçük yaşlarda çok geniş sözcük dağarcığına sahip olmalarıdır. Ayrıca oldukça dikkatli gözlem yaparlar. Her şeye karşı meraklı davranışlar sergilerler. Fotografik hafızaları vardır bu çocukların. Örneğin gördükleri bir objeyi en ince ayrıntısına kadar hatırlar sonra da çiziverirler. Dikkatlerini odaklama sürelerin diğer yaşıtlarına göre daha fazladır. Sosyal akıl yürütme ve soyut düşünme yetenekleri çok daha erken yaşta gelişmeye başlar. Örneğin, 4 yaşındaki bir çocuk hikaye kitaplarını merakla resimlerine bakarak dinler. Bu yaştaki üstün zekalı bir çocuk ise resimdeki kahramanlar arasındaki ilişkiler, kimler birbirine daha fazla benziyor, kim kimin yavrusu gibi konular ile ilgilenir. Üstün zekalı çocukların ilgi alanları da diğer yaşıtlarına göre çok daha çeşitli ve geniştir. Bir yandan doğadaki canlılar ile ilgilenirlerken aynı zamanda dünyadaki diller konusuna da ilgi çocuklar çevrelerine karşı çok iyi gözlemcidirler. - Zeki çocuklar doğumdan itibaren mi böyle olmaktadırlar? Yani genetik yatkınlık ya da geçiş var mıdır?- Üstün zekalı çocukların bebekliklerinden beri gösterdikleri bazı belirtiler vardır. Gülme eylemine yatkınlıkları vardır. Hareketli bebek olurlar ama hiperaktivite değildir! Bu çocuklar konuşmaya başladıktan hemen sonra kendiliklerinden okuma-yazma öğrenirler. Bu durumdan ailelerinin çoğu kez haberi bile olmaz. Burada hiç bir zorlama gayreti söz konusu değildir. Bu arada bir bölümü rakamları, basit işlemleri yine kendiliğinden öğrenirler. Bir konuyu öğrenmek için onun kaynağına gidip bilgiyi oradan kendi kendilerine almayı yeğlerler. Bu özellikleri yaşamları boyunca korunur. Bu çocukların üstün zekalı olmalarında genetik yatkınlıklarının olduğu bilinmektedir. Zeka sonradan sahip olunmaz fakat yatkınlığı olduğu yetenekleri çevresel faktörlerle geliştirilebilir. - Peki zeka geliştirilebilir mi?- Zekanın oluşumunda genetik yatkınlık oldukça önemli bir rol oynar. Bir çocuğun sonradan üstün zekalı olması mümkün değildir. Doğumundan itibaren bu çocuklar bir takım belirtileri gösterirler. Fakat her çocuğun yeteneğinin olduğu, yatkınlığı bulunan bir alan vardır. Bu alan çocuğun gelişimi sürecinde desteklendiğinde geliştirilebilir. Örneğin, müziğe yeteneği olan ve çocukluğundan itibaren bu yeteneği geliştirilen çocuk ileride çok başarılı bir müzisyen olabilir. Eğer aynı çocuk kırsal kesimde yaşayan ve imkanı olmayan bir ailenin çocuğu ise bu alanı atıl kalabilir. Hiçbir zaman başarılı bir müzisyen olma imkanına sahip olamayabilir. - Bazı aileler çocukları için zeka testi yaptırmaya pek meraklıdır. Yapılan zeka testlerinin bir değeri var mıdır?- Zekanın tanımlanması güçtür. Zekanın tanımı ve ölçülmesi ile ilgili olarak çok sayıda kuram mevcuttur. Zeka dendiğinde aklımıza genellikle zihinsel yetenek gelir. Zeka testi olarak adlandırılan ölçme araçları da zihinsel yeteneği ölçmeyi amaçlarlar. Bir çocuğun zihinsel gelişim geriliğini veya üstün zihin gücünü ortaya çıkarabileceği gibi hangi yeteneklerinin ne kadar gelişmiş olduğunu, hangi alanlarda daha fazla eğilimi olduğunu geçerli ve güvenilir zeka testleri aracılığıyla saptamak mümkündür. - Annelerinin çocuklarının zeka seviyelerini ölçtürme çabalarını nasıl buluyorsunuz?- Çocuk sahibi olan her anne-baba bebeğinin sağlıklı olduğu kadar zihinsel gelişiminin de iyi durumda olmasını ister. Genelde de hemen hemen her ebevyn çocuğunun zekasını merak eder. Çocuğun her becerisi, değişik durumlardaki problem çözme ve akıl yürütme tarzı hep zeka belirtisi olarak yorumlanır. Becerisi ve farklılığı çevresi tarafından da dikkat çeken çocukların aileleri ya ebeveynin isteği ile ya da çevrelerinden gelen "senin çocuğun çok zeki, bir zekasını ölçtür" talebiyle uzmana başvururlar ve çocuklarının zekasını ölçtürmek isterler. Ancak böyle bir merak bir çocuğa zeka testi uygulanması için yeterli bir neden değildir. Sadece çocuğun ne kadar zeki olduğunu ispatlamak için uygulanan test çocuğa zarar verebilir. Öncelikle çocuğun etiketlenmesine neden olacaktır. İyi ya da kötü yönde olan her iki etiketleme de ailenin çocuğu ile olan iletişimine, çocuğun arkadaşları arasında kendisini gördüğü yere kadar değişikliklere neden olacaktır. Zeka ölçümünde sayısal bir veri elde edilmekle birlikte bu veri daha çok klinik değerlendirme için bir anlam ifade etmektedir. Zeka testi uygulama kararı ancak bir uzman tarafından verilebilir. Çocuğun, okulda, evde ve sosyal ortamda yaşadığı akademik, iletişim ve davranış sorunları üzerine uzmanın gerekli gördüğü takdirde yapılabilir. - Zeki çocukların eğitim öğretimleri diğerlerine göre farklılık gösterir mi?- Üstün zekalı çocuklara verilecek olan farklılaştırılmış eğitim, bu çocukları gelişimini ve bireysel başarısını en üst düzeye çıkarmayı hedefler. Üstün yetenekliler kapasitelerine uygun eğitim almalıdırlar. Bu olmadığı takdirde hem bu yeteneklerinin körelmesine hem de psikolojik olarak sıkıntıya düşmelerine neden olabilir. Bir çok üstün zekalı çocuk, hiç ders çalışmadan normal bir sınıfta okutulan konuları rahatça anlayabilirler. Bunun için ders çalışma alışkanlığı edinemezler. Bu da ilerideki akademik başarılarını olumsuz etkiler. Bu çocuklar fark edilmedikleri ya da yeterince destek görmedikleri zaman olumsuz davranışlarıyla dikkat çekmeye çalışırlar. Bu çocuklar toplum için büyük bir risk grubu oluşturmaktadır. Riskli ve meydan okuyucu bir eğitim ortamının sağlanmaması çocuğu köreltebilir. Tekrar vurgulayayım, üstün yetenekli çocuk tespit edildiği takdirde öğretmeni daha zengin bir öğretim imkanı sunmalıdır. - Yüksek zekalı çocuklarda hayat başarısı ne durumdadır?- Üstün zeka ve yetenekteki çocuğun eğitimi çok önemlidir. Doğru eğitim ve yönlendirme ile üstün zekalı çocuklar insanlık tarihine geçecek işler yapabilirler. Fakat uygulanacak yanlış eğitim, onları hem kendileri hem de çevreleri için tehlikeli bireyler haline getirebilir. Üstün zekalıların tipik örnekleri onları sakar, utangaç, sosyal açıdan akranlarıyla uyumsuz gibi gösterse de bir çok araştırma onların tam tersine bir çok şeyi ortalama insandan çok daha iyi yapabilen, iyi, uyumlu, sevilen kişiler olduğunu ortaya koymuştur. Yapılan araştırmalar üstün zekalı bireylerin doğru yönlendirildiklerinde ve doğru eğitim verildikleri takdirde, diğer akranlarına göre okulda daha başarılı oldukları ve normal kişilere göre daha iyi sosyal uyum sergiledikleri görülmektedir. Bütün bu avantajlar, kariyer başarısına dönüşmektedir. Daha fazla maddi gelir elde etmelerine sebep olur. Sanat ve edebiyata daha fazla katkıda bulunmakta olduklarını göstermektedir. Fakat üstün zekalı olmak her zaman başarılı bir grafik çizmeyi garantilemez. Gerekli farklılaşmış eğitim almadıkları, akademik desteğin bulunmadığı ve sosyal desteğin de eksik olduğu bir ortamda büyüyen üstün zekaya sahip bir çocuğun yanlış yönlenmesi ve hayatına sosyal uyumu reddeden şekilde devam etmesi de oldukça Bu durum tedavi gerektiriyor mu?- Bir çocuğun üstün zekalı olması ve hem aile hem okul hem de diğer çevresel desteğin sağlanmasıyla herhangi bir tedaviye ihtiyacı olmayacaktır. Fakat ailesinden ve/veya okuldan eğitimi ve sosyal ortama uyumu için gerekli desteğin verilmemesi durumunda çocukta bir takım psikolojik sorunlar meydana gelebilmektedir. En önemlileri, sosyal uyum sorunları, davranış problemleri, depresyon, özgüven eksikliğidir. Bu durumda hem çocuk hem de ailesi için bir uzman yardımı gerekli // Yayınlanma Tarihi 01 Ocak 2000 Cumartesi, 0000 Üstün Zekalı Çocuğun Özellikleri h2> Artık zekânın dinamik bir özellik gösterdiği kabul edilmiştir, yani çevrenin sağladığı imkânlarla, beynin gelişiminin arttırılması veya engellenmesi mümkündür. Bu özelliğinden ve gelişiminde hem genetik mirasın hem de çevre koşullarının, yani eğitimin öneminden dolayı, zekâ doğumdan ölüme kadar aynı kalan, değişmez bir özellik göstermez. Böylece kalıtım ile birlikte eğitim de önem kazanmıştır. Çocuk gelişiminde eğitim açısından bu tür çocuklara en üst düzeyde yardımcı olmak için onları erken tanımakta yarar vardır. Bunun için de doğumdan itibaren yüksek zihinsel potansiyelin ilk belirtilerine duyarlı olmak önem taşımaktadır. Üstün Zekalı Çocuğu Nasıl Anlarız? Üstün zekâlılığın erken 0-2 yaş işaretleri Bunlar genelde görülebilecek olan özelliklerdir. Hepsini tek bir çocukta görmek pek olası değildir. Bazı özellikleri normal düzeydeki çocuklarda da görebiliriz. Çocuğun farklı olup olmadığına karar verebilmek için diğer özellikleri de incelenmelidir. Üstün zekalı çocuğun fiziksel özellikleri aynı diğer özellikleri farkedilir. ● Anlamlı bakışlara sahiptirler. ● Bir aylıkken hareket eden nesneleri gözleriyle izlerler, ● İki aylıkken gözleriyle gelen sesi ararlar, biberonu görünce sesler çıkarmaya başlayarak beslenme saatinin geldiğini anladıklarını gösterebilirler. ● Doğumdan sonra birkaç ay içinde bakıcıları tanıyabilirler. ● 11 aylıkken farklı şekilleri uygun deliklerden geçirme şeklinde oyun oynayanlara rastlanabilir ● Dikkat süreleri yaşıtlarına göre daha uzundur. ● Oyuncak verildiğinde normal yaşıtlarına oranla daha uzun süre kendi başlarına oynayabilirler. ● Aşırı duyarlı sinir sistemine sahiptirler. ● Bu özellikleri nedeniyle, sıra dışı atik tetiktirler. ● Sıra dışı yüksek enerji düzeyine sahiptirler, ● Sıra dışı amaçlı hareketlilik gösterirler, Yüksek fiziki enerjiye sahip üstün çocuklar, hiperaktif çocuklarla karıştırılmamalıdırlar. Hiperaktif çocuklar istemli dikkat ve davranış denetimini gerçekleştiremezler. Oysa bu tür üstün çocuklar çok aktif olmalarına karşın, çok az hiperaktivite semptomları gösterirler ilgilendikleri zaman dikkatlerini yoğunlaştırabilirler ve sadece zihinsel uyarıcının yetersiz olduğu durumlarda kendilerinde amaçsız hareketlilik görülebilir. Ancak üstün olup gerçek hiperaktif çocuklara rastlamak da mümkündür. ● Bebeklik döneminde daha az uyku gereksinim duyarlar, ● Duyu organları keskindir. Bebeklerde bu aşırı duyusal uyarılabilirlik, battaniyelerini üstlerinden atma, giyim eşyalarındaki markalardan, altlarının ıslanmasından rahatsız olma, gürültüye yoğun tepki gösterme şeklinde ifade bulabilir. Ayrıca, bu aşırı duyarlılıkları tat alma duyularında da görülebilir. Örneğin iki değişik fabrikanın ürettiği besinler arasındaki ufak farkı hissedebilirler. ● Her alanda gelişimin hızı artmıştır. Harekî alanda da örnekler vardır. 6 aylık bebekler normalde oturmayı başarırken, sayıları az da olsa üstün zekâlı bebeklerin bazılarının yürümeye başladığı görülebilir. Genelde bebekler bir yaş dolaylarında destekle ayakta durabilir veya yürüyebilirken, üstün zekâlı bebeklerin birçoğunun birinci doğum günlerinden önce yürüdüğüne rastlanmıştır. ● Yaşıtlarına göre çok daha çabuk öğrenirler. ● Hızlandırılmış gelişimin en açık örneği dil alanında görülür. Genelde çocuklar ilk sözcüklerini bir yaş dolaylarında söylerler. Üstün bebeklerde bu çok daha erkene çekildiği görülebilir. Birçoğu 10. aylarından önce konuşmaya başlayabilir. Bir kısmı İki yaşından önce kendilerine okunan kitabı dinlemekten hoşlanabilirler, harfleri tanıyabilirler. Bir de sessiz olanlara rastlanabilir. Bunlar konuşmamalarına rağmen, alıcı dilleri çok iyi gelişmiştir. Uzun yönergelere tepkide bulunabilirler. 4 yaşında konuşan Einstein örneğinde olduğu gibi birdenbire düzgün uzun cümlelerle konuşmaya başlayabilirler. Harekî açıdan da emeklemeden, yürümeden birdenbire koşan çocuklara da rastlanabilir. ● Olağanüstü belleğe sahiptirler. İki yaşından önce duydukları şarkıları söyleyebilenlere rastlanabilir. Okunan öyküleri, sonradan kendileri okuyormuş gibi tekrarlayan bebekler görülebilir. ● Kişilik özellikleri açısından çabuk kırılganlık, diğerlerinin duygularına aşırı duyarlılık ve diğerlerine olağanüstü şefkat gösterme şeklinde kendini gösteren olağanüstü duygusal duyarlılığa sahiptirler ve duygularında yoğunluk yaşarlar. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzm. Dr. Meltem Kora “Oyunun Çocuğun Gelişimine Olan Etkileri” yazısını da okumanızı tavsiye ederiz. Anne babaların çocuklarının farklı olduğunu çok erkenden fark etmeleri çok önemlidir. Böylece, çocuklarının yaşıtlarından daha fazla uyarıcı ve desteğe ihtiyaç duydukları şeklinde bir bilince sahip olarak, onlara destek olma çabalarına çok erkenden başlayabilirler. Üstün zekâlı çocukların tespitinde erken teşhisin önemli bir yeri vardır. Bu konuda en büyük görev aileye düşmektedir. Peki, anne-babalar olarak hangi özellikleri gözlemlersek çocuğumuzun üstün zekâlı olduğu konusunda fikir sahibi olabiliriz? Tüm Üstün Zekalılar Derneği TÜZDER Genel Müdürü Tunahan Coşkun, yetenekli çocukların sahip olabileceği bazı özellikler hakkında önemli bilgiler verdi BU ÖZELLİKLER VARSA ÇOCUĞUNUZ ÜSTÜN ZEKALI OLABİLİR Bebeklikten itibaren aşırı hareketlilik. Anne-babayı erken tanıma ve gülerek bunu belli etme. Hassas bir bünyeye sahip olma; etiket, battaniye gibi ürünlere reaksiyon gösterme. Erken konuşmaya başlama; örneğin yaşıtları iki kelimeli cümleleri iki yaşında söyleyebilirken onlar bir yaşında söyleyebilirler. Kendi başlarına okumayı öğrenebilir; ancak yazma konusunda bu kadar başarılı olamazlar çünkü kas gelişimleri aynı hızda devam etmez. Kelime hazneleri geniştir; kolay ezberleyip, ezberledikleri şeyleri hafızalarında uzun süre saklayabilirler. Karşısındaki insanların duygu ve düşüncelerini kolayca tahmin edebilirler. Liderlik yetenekleri üst düzeydedir. Rutin işlerden çabuk sıkılırlar ve işleri kendi bildikleri gibi yaparlar. Aşırı duygusal olabilirler. Kendilerinden daha büyük çocuklarla vakit geçirmek isterler. Kitaplara ve görme alanındaki nesnelere karşı aşırı ilgi duyarlar. Burada anne-baba ve eğitimcilerin önemli bir hususu kesinlikle atlamamaları gerekir. Bu özelliklerin bir kısmı normal zekâ düzeyine sahip çocuklarda da görülebilir. O yüzden ebeveynler bazen evhamlanabilirler. Söz konusu özelliklerin farklı zamanlarda da çocuklar üzerinde görülme ihtimali olabilir. Üstün zekâlı çocuklar bu özelliklerin tamamına ya da bir kısmına sahip olabilirler. Burada vermiş olduğumuz özelliklerin birçoğunu çocuklarınızda gözlemliyorsanız mutlaka bir uzmana danışarak çocuğunuz için yol haritasını oluşturunuz. ÜSTÜN ZEKÂLI ÇOCUKLARA SAHİP AİLELERE TAVSİYELER Anne babaların yapması gereken en önemli şey onların diğerlerinden farklı olmadığını sadece belirli özelliklerinin daha fazla geliştiğini kabul etmektir. Normal çocukların sergilemiş olduğu her davranışı üstün çocukların da gösterebileceğini asla unutmamalıyız. Onların ihtiyaçlarını karşılayabilecek ortamlar oluşturarak mutlaka profesyonel bir yardım almalıyız. Çocuğumuza dengeli bir yaşam alanı oluşturarak onu bütün yönlerden gelişebileceği etkinliklere dâhil etmeliyiz. Üstün çocukların en önemli özelliklerinden biri de meraktır. Bazen yetişkinler çocuklarının sorularını yanıtlamakta zorlanabilirler. Böyle durumlarda çocuğa karşı tepkisiz kalmak yerine, çocuklarının gereksinimini karşılayacak başka çözüm yolları bulmalıdırlar. Örneğin, kitaplardan, ansiklopedilerden ve uzman kişilerden faydalanmak gibi. Çocuklarımıza tutarlı bir disiplin uygulamalıyız. Üstün çocuklara üstünlüklerinden dolayı özel imtiyazlar tanımamalıyız. Dahi Park gibi yaz okulu uygulamalarına tabi tutarak çocuğun sosyal, zihinsel ve ruhsal gelişimine katkı sağlayacak çalışmalara dahil edebilirler. Üstün zekâlı çocuklar geleceğin bilim adamları, liderleri, yazarları ve fikir adamlarıdır. Böylesine değerli bir hazine kesinlikle israf edilmez. Osmanlı’da, ABD’de, İngiltere’de, Almanya’da diğer dünya ölçeğinde söz sahibi olmak isteyen ülkelerin eğitim programlarında olduğu gibi bu tür çocukları tespit etmek ve onlar için gerekli eğitim ortamları oluşturmak milli ve manevi duyguları yüksek, sağduyulu insanlar için önemli bir vazife olarak görülmelidir. IQ TESTİ YERİNE BİREYİ BÜTÜNCÜL TANIMA PROGRAMI Çocukların gösterdiği bir takım özellikler onların gelişimleri hakkında bize ciddi veriler ortaya koyar. Genel olarak erken konuşma, okuma ve yazmayı öğrenme, kuvvetli hafıza, aşırı merak ve özel ilgi alanlarına sahip olma, üst yaş grupları ile iletişim kurma isteği gibi özellikler bu noktada referans aldığımız bazı özelliklerdir. Bu ifadeleri düşündüğümüzde de anlaşılacağı gibi asıl kriter çocuğun özellikle zihinsel performans gerektiren faaliyetlerinde yaşıtlarından ciddi bir farklılık göstermesidir. Genel gözlemler önemli verileri görmemizi sağlar ancak net tespitin yapılabilmesi için konusunda uzman bir psikolog/psikolojik danışman ile bir zekâ testi çalışması yapılması ve çocuğu gözlemlemesi gerekmektedir. Burada dikkat edilmesi gerekli olan bazı kriterler bulunmaktadır Yapılan testten beklentimiz çocuğu üstün zekâlı/parlak zekâlı/normal zekâlı gibi kavramlarla etiketlemek kesinlikle olmamalı. Beklentimiz, çocuğu tanımak onun gelişmiş ve gelişmemiş alanlarını görüp gerekli tedbirleri almak gelişmemiş alanları desteklemek, yetenek alanlarını parlatmak olmalıdır. Mümkün olduğunca zeka testini çocuğun gündeminden uzak tutmak Gireceği çalışmayı zeka testi olarak değil de bir öğretmeninin onunla tanışmak, onu daha iyi tanıyabilmek için yaptığı bir çalışma olarak görmesini sağlamak. Yapılacak olan zeka testi çalışmasını ve sonucunu sadece konuyu ilgilendiren anne, baba, öğretmen vb. birkaç kişinin bilmesi; olayların, çocuğa doğru aktarılmasını daha mümkün kılacaktır. Ayrıca TÜZDER olarak çocuğu sadece bir IQ testi ile tanılamaya çalışmak yerine Bireyi Bütüncül Tanıma BBT programını tavsiye ediyoruz. Bu çalışma ile çocuğu çok yönlü tanıma esas alınmıştır.” TÜZDER Genel Müdürü Tunahan Coşkun ENDERUN’A SEÇİLEN ÖĞRENCİLER İÇİN ZEKA TESTİ UYGULANDI “Bilgileri yeniden yorumlayan, sıra dışı bir beyin gücüne, çalışma ve başarma azmine sahip üstün zekâlı insanlar, her çağda insanlık için önemli birer hazine olarak görülmüştür. Üstün zekâlı çocuklara ecdadımız büyük önem vermiştir. Bu önem sayesinde bugün hala üzerinde konuşulan muhteşem bir sistem geliştirmiştir. Enderun mekteplerinde uygulanan eğitim sistemi hâlâ Batılı bilim adamları tarafından büyük bir titizlikle araştırılmaktadır. O dönemki Fransız sarayının temsilcisi MichelBoudier’in şu sözü dikkate şayandır “Türklerin niçin varlıklı ve güçlü bir devlet olarak geliştiğine şaşmamak gerekir. Çünkü onlar büyük sayıdaki gençler arasından en yeteneklilerini seçmesini ve onlara disiplinli bir eğitim vermesini çok iyi bilmektedirler.” Bugün bile hala Amerikan eğitim anlayışının temelinde Enderun mekteplerinin izleri görülmektedir. Enderun mektebinde öğrenciler üstün zekâlılara mahsus olarak uygulanan programlarla ve testlerle yetiştirilmekteydi. Ortalama 15 yıllık bir eğitimden geçen Enderunlu talebeler, devlet için nitelikli insan kaynağı olmuşlardı. İnsanın sadece “kaynak” değil aynı zamanda bir “kıymet” ve “değer” de olduğunun bilincinde olan Osmanlı eğitim sisteminin kurucuları dünya insanından dünya devletine giden yolu keşfetmişlerdi. Bu yolda üstün zekâlı öğrenciler ayrı bir yere sahipti. Osmanlı’daki Enderun eğitim sistemi üzerine çalışan tanınmış psikologlardan AmerikalıLewisTerman, Enderun mektebine alınan çocuklar için şunları söylemektedir “Zekâ seviyesini ölçmek için ilk test yöntemi, Osmanlılar’da Enderun mektebine seçilen öğrenciler için uygulanmıştır.” Yine Amerikalı ünlü eğitimci AndreasKazamias da Platon’un idealindeki okulların Enderun mektepleri ile birebir uyuştuğunu ifade etmektedir. Asırlar önce bir ilki gerçekleştirerek bütün dünyaya yol gösteren ecdadımızın atmış olduğu üstün zekâlılar sisteminin temelleri üzerinden devam etmek ve onu geliştirmek insanlık için önemli bir vazife olacaktır. Eflatun’un altın çocuklar’ diye tanımladığı yüz çocuktan en az ikisinin, bu guruba dâhil olduğu en değerli hazinelerimiz olan üstün zekâlı çocuklarımızın ne kadar farkındayız? Onları yeterince tanıyor muyuz? Onlarla sağlıklı iletişim kurarak insanlığa faydalı olabilmeleri için ne kadar gayret gösteriyoruz?” Üstün zekalı çocuklarda İki-dört yaşları arasındaki sinyaller, Fiziksel özellikler, Sosyal gelişim özellikleri ve kişilik özellikleri…Her anne, çocuğunu dikkatle inceleyip ondaki farklılıkları yakalamak ister. Bunun temelinde kendi için özel olan çocuğunun herkes için de özel olma arzusu yatar. Ama bu bazı çocukların diğerlerinden özel olmadığı anlamına gelmez. Bazı çocuklar gerçekten diğerlerinden daha farklı olabiliyor. Bazılarını da biz farklı sanıyoruz, çünkü çocukların neler yapabileceğini de çok fazla ve değişik uyarıcılarla yetişen çocuklar, eski dönem çocuklarına nazaran çok daha çabuk gelişiyorlar. Değişik oyuncaklar, kitaplar, bilgisayar ve televizyon sayesinde pek çok şeyi önceden görüyorlar. Bu uyarılardan bazılarının olumsuz etkileri yanı sıra çocuklara kazandırdıkları da oluyor yaşları arasındaki sinyallerSizin çocuğunuz da diğerlerinden farklı mı? Farklı ise hangi alanda daha yetenekli? İşte bu sorulara cevap vermenizi sağlayacak birtakım notlarArtistik becerilerini ya da sayılarla arasını takip edin. Olması gerektiğinden daha fazla realist resimler çiziyorsa ya da basit matematik işlemlerini kafasında yapabiliyorsa çocuğunuzda biraz farklılık olduğunu ve yabancı dil konusunda hızlı bir gelişim kaydedebilir. Yeni konuşmaya başlamış olsa bile kelime haznesi çok çabuk genişler. Hatta çok daha fazla kelimeden cümleler kurmaya meraklı ise ve sürekli sorular soruyorsa… Gerçi üç yaş, çocukların bol soru sormaya başladığı bir dönemdir ama özel çocukların soruları asla değillerdir ama son derece hareketli çocuklardır. Aradaki fark da şurada Hiperaktif olan çocuklar çok hareketlidir ama konsantrasyon zorluğu çekerler ve bir şeye çok kısa süre dikkat gösterirler. Ama bu çocuklar çok hareketli olsalar bile uzun süreli dikkat bütünlüğü sağlayabilirler. Hatta çok ilgili oldukları bir konu ile ciddi bir süre ilgili karışık ama çarpıcı hayal güçleri vardır. Ve bu özellikleri sayesinde çevrelerinde kendileri gibi çocukları bulur, onlarla diğerlerine nazaran daha yakın olurlar. Her çocuğun yaşadığı gelişim aşamalarını çok daha hızlı televizyon ya da filmlerden öğrendikleri bilgileri unutmazlar, aksine her zaman hatırlar ve bu bilgileri kullanırlar. Hatta siz, çocuğunuzun bu bilgiyi nereden, nasıl edindiğini bilmezsiniz bile… Kendileri de fark edebilirlerYaşları ilerledikçe bu özel çocuklardaki farklılıkları anlayabilmek zorlaşır. Üç-dört yaşlarındaki çocuklar arasında yaşıtlarından daha farklı olduklarını idrak edenler bile çıkabilir. Ama bu onların kendilerini dışlanmış ve yalnız hissetmelerine de sebep olur. Bu da onların durumlarından memnun kalmamalarına neden olur. Hatta birtakım hayal kırıklıkları yaşamaya başlarlar. Çünkü yaşlarından ve yaşıtlarından daha ileri gittikleri için daha hızlı düşünür, kendilerini fiziksel ya da sözel olarak daha düzgün ifade ederler. Dolayısı ile beklediği karşılığı bulamamaları onları üzer. Son yıllarda çocukların özel olup olmadığını anlamak için pek çok anne ve baba çocuklarını testlere tabi tutmaya öncelikle bu testlerin sadece “özel çocuk keşfi” amacıyla yapılmadığını ailelere açıklamaya çalışıyor. Bu testler belli yaşlarda yapılarak ve belli dönemlerde tekrarlanarak çocuğun gelişimi takip edilebiliyor. Daha yetenekli olduğu alanlar tespit edilip, onları daha iyi değerlendirmesi üç yaşından itibaren çocuklara zeka testinin yapılabileceğini söylüyor. Ancak elde edilen sonuçların kesinliği yok. Daha doğru sonuçlar elde etmek için beş yaşın beklenmesi gerektiği belirtiliyor. Uzmanlar çok zeki ya da özel yetenekleri olan çocuklar arasında da öğrenme zorluğu çekenlerin olduğuna dikkat çekiyorlar. Dolayısı ile özel çocuk olmak demek mutlaka her alanda her şeyi çok çabuk kavrayıp yapabilmek anlamına zeka ve yetenek belirtilerini, mükemmel uzun süreli bellek, geniş sözcük dağarcığı, okuduğunu anlama başarısı, matematiksel akıl yürütme başarısı, tartışmalarda gelişmiş sözel beceriler sergileme, bilgisayar kullanmada beceriklilik, daha güç işlerde daha başarılı olma, karmaşıklığı çözebilme, aşırı yaratıcılık ve yüksek hayal gücü, sonuca iyi ulaşabilme, keskin gözlemci olma, çok ilginç fikirlere sahip olma, aşırı meraklı olma, çok soru sorma, yüksek düzeyde enerjisi olma, algılayıcı olma, mükemmel espri anlayışı; sanat, bilim, geometri, mekanik, teknoloji ya da müzikte başarılı olma olarak özetleyebiliriz. Ve bu çocuklarda bu özelliklerinin hemen hemen hepsi toplu halde görülebilir. Üstün zekalı çocuğu nasıl tanırsınız? Fiziksel özelliklerFiziksel gelişim ve sağlıkları diğer çocuklardan daha duyarlı sinir sistemine sahip olmaları, normal yaşıtlarına oranla daha fazla hareketli olmalarına yol döneminde daha az uyku gereksinimi duyabilir. Duyu organları çok battaniyeleri üzerinden atma, giyim eşyalarındaki etiketlerden rahatsız olma, altlarının ıslanmasına ve gürültüye aşırı tepki gösterme şeklinde kendini belli ayrı fabrikanın ürettiği meyve suyu arasındaki farkı hemen ve hızlı olgunlaşır. Sosyal gelişim özellikleriKendilerinden büyük çocuklarla karmaşık oyunlar oynamak duygu, düşünce ve isteklerini tahmin etme yeteneğine olma özellikleri yetenekleri gelişmiştir. Kişilik özellikleriBağımsız olma özelliği yeni bir oyuncak verdiğinizde saatlerce o oyuncakla amaç ve ideallere olayları denetim altına alabileceklerine inanır, kaderci değillerdir. Aşırı duygusal yapılan bir haksızlık bile onların gözlerinin dolmasına neden olabilir. Nesli yok olabilecek türler, enerji kaynaklarının azalması, kirliliğin artması gibi sorunlara aşırı yüksektir. Zihinsel özelliklerKolay ezberleyip, ezberledikleri bilgileri uzun süre hafızasında hazineleri görevleri bitirmek için kendilerine daha fazla fırsat verilmesini konuşmaya kelimeli cümleleri yaşıtları iki yaşında söyleyebilirken, onlar bir yaşında başlarına okumayı öğrenebilir. Ama kas gelişimi aynı hızı düşünürler, ama yazarken kasları o hızı takip edemez. Bu nedenle birinci sınıfta en büyük sorunları yazmayı sevmemek erken ilgi duyarlar. Üç yaşındaki bir çocuk, on bin”lerden bahsedebilir. Kaynak Bebek Dergisi

üstün zekalı çocuğu olan varmı